İçim Rahat Laktozsuz Ailesi, süt içerisinde bulunan doğal laktaz enzimiyle süt şekerini, paketleme aşamasında parçalar. Bunun sonucunda oluşan laktozsuz süt, laktozu sindirmekte zorlanan kişilerde görünen şişkinlik ve gaz şikayetlerini azaltarak rahat bir gün sunar.
İçim Rahat Laktozsuz Ailesi, laktoz dayanıksızlığı sebebiyle yaşanan şikayetleri çözmenin yanı sıra; diyeti sırasında şişkinlik hissetmek istemeyenler, hafif ve sağlıklı beslenmeyi önemseyenler, hamileler ve emziren anneler tarafından da rahatlıkla tercih edilebilir. Süt, kefir ve yoğurt keyfinizden vazgeçmemek ve tüm faydalarından yararlanmanız için İçim Rahat her geçen gün büyüyen ailesi ile sizlerle.
Bağırsaklarda yeterli miktarda laktaz enzimi sentezlenemediği zaman laktoz bağırsaklarda parçalanamaz ve emilemez. Laktoz kana geçebilecek daha küçük parçacıklara bölünemediğinden bağırsak içinde kalarak buranın sıvı-mineral dengesini olumsuz etkiler. Aşırı sıvı-mineral birikimiyle genişleyen bağırsaklarda hareketlilik artar ve ishal ortaya çıkar. Bunun yanında serbest halde yıkılmadan kalın bağırsaklara ulaşan laktoz buradaki bakteriler tarafından mayalanma işlemine uğrar ve ortaya hidrojen gazı çıkar. Fazla miktardaki hidrojen hem ishali arttırır hem de gaz ve şişkinlik başta olmak üzere diğer sindirim sistemi şikayetlerine yol açar. Bu olaya tıp dilinde, Laktoz İntoleransı, Laktoz Malabsorpsiyonu ya da Laktaz Eksikliği gibi tanımlar verilmiştir.
Dünyada laktoza intolerans, toleranstan daha fazladır.
Coğrafyaya göre değişiklik gösteren laktoz intoleransı oranı sırasıyla Uzak Doğu Ülkelerinde neredeyse %100, Güney Amerika’da %73, İtalya’da %39, Fransa’da %37, Afrika ülkelerinde %73, Türkiye’de ise %70 olarak görülmektedir.
Laktoz intoleransı, toplumun büyük bir kısmının süt ve süt ürünleri tükettiğinde mağdur olduğu bir rahatsızlıktır. Peki laktoz nedir?
Laktoz, bir tür şeker olup özellikle süt ve süt ürünlerinde bulunur. Kısacası anne sütünde ve inek sütünde bulunan karbonhidrattır. Laktoz, bağırsaklarda bulunan laktaz adlı enzim tarafından parçalanır. Ancak bu enzim yetersiz çalıştığında ya da bağırsaklarda yeterince bulunmadığında kişiler bu durumdan mağdur olabilmektedir. Dolayısıyla bu etkili madde bazıları için alerjen etkiler gösterebilmektedir.
Laktoz intoleransı, süt ve süt ürünlerinde bulunan ve sütün temel karbonhidratı olan süt şekerinin sindirilememesine bağlı olarak gelişen bir sindirim sistemi hastalığıdır. Hemen hemen herkesin laktoz sindirme becerisiyle doğduğu bilinir ve laktoz, normalde laktaz enzimi tarafından glukoz ve galaktoza ayrıştırılır. Böylece incebağırsakta sindirimi sağlanır. Ancak laktaz enzimi yetersiz kaldığında laktoz sindirilmeden kalın bağırsağa geçer ve intoleransı olan kişilerin bazı semptomları yaşamasına sebep olur. Laktoz içerikli besinlerin tüketimi sonrası ortaya çıkan belirtiler kimi zaman yaşam kalitesinin düşmesine sebep olabilir.
Laktoz intoleransı, 3 farklı çeşide sahiptir ve her biri farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.
• Birincil Laktoz İntoleransı: Primer laktoz toleransı diye de adlandırılan bu çeşit en yaygın görülen intolerans türüdür. Çoğu kişi yeterli laktazla doğsa da laktaz miktarı yaşlanma sonucu zamanla azalabilir.
• İkincil Laktoz İntoleransı: Çölyak hastalığı ve inflamatuar bağırsak hastalığı sindirim sistemi hastalıkları ya da mide hastalıklarına bağlı olarak gelişebilir. Bu tür hastalıklarda laktaz üretimi zarar görür ve intolerans gelişir. Ancak altta yatan neden tedavi edilirse, laktaz seviyelerinin düzelebileceği belirtilir.
• Konjenital Laktoz İntoleransı: Nadiren kalıtsalsal olan bu durum, bebeklerin anne sütüne karşı intoleransı olmasına sebep olabilir. Kusurlu bir gen, çocuklarda laktaz yokluğuna sebep olabilir.
Laktoz intoleransı belirtileri, bir süt veya süt ürünü tükettikten 30 dakika ve iki saat arasında meydana gelir. Belirtiler hafif ya da şiddetli olabilir. Laktoz alerjisi belirtileri ise şu şekildedir:
• Karın krampları
• Şişkinlik
• Gaz
• İshal
• Mide bulantısı
Laktoz anne sütünde olduğu gibi mamalarda da bulunabilir. Bu durumda bazı bebekler laktozu gerektiği gibi sindiremeyebilirler. Zira bebeklerde oluşan intolerans, laktoza etki eden genin eksikliğinden kaynaklanabileceği gibi sonradan oluşan enzim eksikliğinden de kaynaklanabilir. Bebeklerde laktoz intoleransı belirtileri arasında ishal bulunur. Dışkı çıkarken ağlamak, gaz, şişkinlik, kilo alamamak, sinirlilik ve karında ağrı ya da şişlik de belirtiler arasında gösterilir.
“İskandinav ülkelerinde %2, İtalya’da %70, Güney Amerika ve Afrika’da %50, Amerika’daki farklı etnik gruplara bakıldığında %15-75 arasında ve Asya’da neredeyse %100’e ulaşmıştır. Türkiye’de ise bu oran %70-80 seviyesindedir. Bu da şu anlama gelmektedir; her 10 kişiden en az 7’sinde laktoz intoleransı görülmektedir.”
Kaynakça: Türk Gastroenteroloji Vakfı
Laktoz hassasiyetinin başlıca sebepleri arasında laktaz eksikliği bulunur. Zamanla yaşa bağlı olarak laktaz enzimi daha az üretilebilir. Bir yaralanma veya hastalık sonucunda laktaz üretimi durabilir. Bu durumda yine intoleransın oluşmasının nedenleri arasında gösterilir. Ayrıca çok erken doğan yani prematüre bebekler, laktaz üretemeyebilirler. Tüm bunlar dışında bazı ilaçlar laktoz içerebilir. Dolayısıyla ilaç alırken eczacınıza danışabilirsiniz.
• Laktozsuz süt ve süt ürünlerini tercih ederek sütün lezzetinden ve faydalarından vazgeçmeden tüketebilirsiniz.
• Sütlü tatlılarınızda, kahvaltınızda, bowllarınızda laktozsuz sütü tercih edebilirsiniz.
• Yemeklerinizde ve aperatif olarak laktozsuz yoğurt tercih edebilirsiniz.
• Bağışıklığınızı güçlendirmek için laktozsuz kefir tercih edebilirsiniz.
• Kahvaltılarınızda, sandviçlerinizde laktozsuz peynir tercih edebilirsiniz.
Süt içtikten 1-2 saat sonra sonra şişkinlik ya da mide ağrısı hissediyorsanız, sizde de laktoz intoleransı olabilir. Bunun için laktozlu ürünlere ara vererek ve vücudunuzu gözlemleyerek anlayabileceğiniz gibi tıbbi testlerle de tanı koyulabilmektedir. Örneğin incebağırsak biyopsisi, laktoz intoleransı testi ve laktoz nefes testi bunlardan birkaçıdır.
Laktoz, tüm süt ve süt ürünlerini içeren gıdalarda değişik dozlarda bulunabilir. Laktoz intoleransı, laktoz içeren süt, süt tozu, dondurma, pasta, peynir, krema, yoğurt, sütlü çikolata, işlenmiş gıdalar, sosis, sucuk ve patates cipsi gibi süt ve süt ürünleri ihtiva eden besinler tüketildiğinde ortaya çıkabilir. Şiddetli intoleransa sahip bireyler, ufak miktarda da tüketse ciddi semptomlar ile karşı karşıya kalacağı için yaşam kaliteleri de düşebilir. Bireyler, kalsiyum, protein, D vitamini ve A vitamini açısından zengin gıdalardan mahrum kalırlar. Dolayısıyla hastalar, doktor kontrolünde laktoz intoleransı diyeti içerisine diğer protein kaynaklarını ekleyebilirler ve vitamin eksikliklerini takviye şeklinde alabilirler.
Laktoz intoleransı olan kişiler laktoz disakkaritinini yani süt şekerini tam olarak sindiremezler. Böylelikle süt ürünleri tüketildiği takdirde, bu gıdalardan gelen laktoz bağırsaklarına geçer. Bu tür gıdalar da gaza, şişkinliğe, kramplara ve ishale neden olabilir. Yine de laktoz hassasiyeti olan çoğu kişi tüm süt ürünlerini bırakmak zorunda olmadan süreci yönetebilir. Laktozsuz süt ve yoğurt ürünlerini gönül rahatlığı ile kullanabilirler.
İçim Rahat Laktozsuz süt, içerisinde bulunan doğal laktaz enzimiyle süt şekerini, paketleme aşamasında parçalar. Bunun sonucunda oluşan laktozsuz süt, laktozu sindirmekte zorlanan kişilerde görülen şişkinlik ve gaz şikâyetlerini azaltarak rahat bir gün sunar.
İçerdiği protein, kalsiyum ve vitaminler bakımından diğer sade sütlerle aynı olan İçim Rahat, laktoz dayanıksızlığı sebebiyle yaşanan şikâyetlerin yanı sıra; diyeti sırasında şişkinlik hissetmek istemeyenler, hafif ve sağlıklı beslenmeyi önemseyenler, hamileler ve emziren anneler tarafından da tercih edilebilir. Süt keyfinizden vazgeçmemek ve sütün tüm faydalarından yararlanmak için İçim Rahat laktozsuz sütü içebilirsiniz.
Laktozun, glikoz ve galaktoza ayrılması; hayvanlar, bitkiler ve mikroorganizmalarda bulunan beta-galaktosidaz yani laktaz enzimleri ile gerçekleştirilir. Endüstride sadece mikroorganizmalardan elde edilen enzimler kullanılmaktadır. Herhangi bir ön işleme gerek duyulmaksızın elde edilen son ürünlerin bozulmadan kalması ve besin içeriğinde herhangi bir kayıp olmaması nedeniyle enzimatik hidrolizlenme; hidrolaz enzimi ile yapısındaki bir molekül suyun çıkarılması yoluyla parçalanması teknik açıdan daha uygundur. Enzim fiyatlarının yüksek olmasından dolayı da, piyasadaki laktozsuz ürünlerin maliyeti, diğerlerine oranla daha yüksektir.
Süt, memeli canlıların doğumdan hemen sonra meme bezlerinden salgılanan, kendine özgü tat, koku ve kıvamı olan, temel besin öğelerini yeterli ve dengeli bir şekilde bileşiminde bulunduran sıvı bir gıda maddesidir. İçerdiği çok çeşitli besin maddelerinden dolayı süt, tüm memeli canlılarda organizmanın gereksinimlerini karşılayabilen hayati temel bir gıdadır.
İnsanoğlu, 5000 yıldan beri süt içmektedir. Bir yaşam mucizesi diye nitelenebilecek kadar büyük besin değerine sahip olan sütün, insan yaşamındaki yeri insanlık tarihi kadar eskidir.
Sütün yapısında yer alan maddeleri süt şekeri (laktoz), süt yağı, süt proteinleri, mineral maddeler ve vitaminler olmak üzere beş ana başlık altında toplamak mümkündür. 1 litre sütte ortalama 36 gram süt yağı, 38 gram protein, 52 gram karbonhidrat, 7 gram mineral maddeler ve suda ve yağda çözünen vitaminler bulunur. Kalsiyum, fosfor ve riboflavin (B2 vitamini) açısından önemlidir. Yaşamsal önemi olan amino asitleri ve yağ asitlerini bünyesinde bulundurur.
Sütteki kuru maddenin yaklaşık %27’sini oluşturan süt proteinleri en önemli temel bileşendir. Süt proteinlerinde, büyük bir kısmı yapılarında vücut tarafından sentezlenemeyen dolayısıyla gıdalarla dışarıdan alınmaları gereken temel “esansiyel amino asit” olan yaklaşık 23 adet amino asit bulunmaktadır. Süt proteinleri, hücre ve dokuların oluşmasında, saç ve tırnakların gelişmesinde önemli rol oynamakta, büyüme ve gelişmeye büyük ölçüde katkı sağlamakta ve kas fonksiyonlarına da yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda, vücutta ödem yapan sıvıların toplanmasını önlemektedir.
Tam yağlı süt %2 oranında doymuş yağ içerse de, bünyesinde barındırdığı özel bileşenler nedeniyle sağlık için çok önemli bir kaynak konumunda yer almaktadır. Tam yağlı inek sütünün 100 gramında tekli doymamış yağ asidi ortalama 0,8 gram, çoklu doymamış yağ asidi ise 0,2 gram kadardır. Ayrıca süt yağı, yağda çözünen vitaminlerin vücuda aktarılması için de bir araç görevi görmektedir.
Süt, beslenme açısından gerekli olan, yağda ve suda eriyen vitaminlerin hemen hepsi sütte bulunur. Sütte bulunan başlıca vitaminler ise:
Yağda çözünen vitaminler: A vitamini (retinol), D3 vitamini (kolkalziferol), E vitamini (tokoferol), K vitamini
Suda çözünen vitaminler: B1 vitamini (tiyamin), B2 vitamini (riboflavin, laktoflavin), B6 vitamini, B12 vitamini, B13 vitamini, C vitamini (askorbik asit), H vitamini (biyotin), pantotenik asit, folik asit (pteriol glutamik asit), nikotinik asit (niasin)
Özellikle zeka gelişiminde etkili olan, deri ve göz sağlığında gerekli B2 vitamini için süt en iyi kaynaktır.
Vücudun ihtiyacı olan B12 ve A vitaminleri süt içerek önemli ölçüde karşılanabilmektedir.
Sütteki vitaminler hastalıklara karşı direnci artırmakta ve gelişmeye yardımcı olur, hastalıklara karşı direnci arttırır ve büyümeye yardım eder.
Sütte bulanan başlıca mineraller kalsiyum, fosfor, potasyum ve magnezyumdur. Kalsiyum özellikle çocukların kemik ve diş oluşumlarının tamamlanmasında büyük rol oynar. Kalsiyum ihtiyacı hamilelik ve emzirme döneminde de önemli olup, bu dönemlerde yetersiz kalsiyum alımı, ileri yaşlarda “osteomalacia” ve “osteoporosis” gibi kemik hastalıklarına yol açmaktadır. Bundan dolayı hamilelik ve emzirme dönemlerinde, kalsiyum açısından zengin olan süt tüketimi oldukça önem taşır. Bu nedenle, içme sütleri kalsiyum açısından zenginleştirilerek fonksiyonel özellikleri artırılmaktadır. Ayrıca kalsiyum, vücutta demir eksikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması, protein sindirimini kolaylaştırması ve kanın pıhtılaştırılmasında rol oynaması açısından önemlidir. Sütte bulunan fosfor da kemik oluşumunda önemli bir etkendir.
Süt şekeri olarak bilinen laktoz, enerji kaynağıdır ve mineral maddeler ile birlikte ozmotik sisteme iştirak ettiği için, bu süt bileşeninin oranı sütte değişiklik göstermektedir. Bir molekül glikoz ve bir molekül galaktozdan oluşmuş bir disakkarittir. Laktozun inek sütündeki oranı ortalama % 4,6, anne sütündeki oranı ise % 7,1’dir. Koyun sütünde % 4,6, keçi sütünde ise ortalama % 4,0 oranında laktoz bulunur. Sütteki laktozun yapısında yer alan özellikle de galaktoz, bebeklerde beyin ve sinir dokularının oluşumu ve gelişimi için gerekli çok önemli rol oynayan temel bir öğedir. Laktoz vücudun kalsiyum ve fosfordan daha iyi yararlanmasını sağlar. Bu nedenle kemik ve diş oluşumunda, bebeklerin beslenmesinde çok önemlidir. Laktoz ayrıca B1, B2, B6 ve folasin gibi vitaminlerin sentezlenmesinde rol oynar.
Laktoz asitlere dayanıklı ve alkalilere hassastır. Bu nedenle midede değil laktaz enziminin etkisiyle bağırsaklarda parçalanır. Bağırsaklarında laktaz enzimi eksik olan kişiler laktozu sindiremez ve bu durum ishal, gaz, şişkinlik gibi bazı rahatsızlıklara sebep olabilir.
Aydınlatma Metinleri - Bilgi Güvenliği Politikası - Bilgi Toplumu Hizmetleri - Kişisel Verileri Koruma Kanunu © 2024 İçim | Tüm hakları saklıdır. Bu web sitesi tarafından yapılmıştır.
YORUMLARINIZ BİZİM İÇİN DEĞERLİ
Yorum Yap